KKTC ve GKRY Liderlerinin Birleşmiş Milletler Toplantısı Marjındaki Görüşmesi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Güney Kıbrıs Cumhuriyeti (GKRY) liderleri, eylül ayında Birleşmiş Milletler toplantısı çerçevesinde bir araya gelecek. Bu önemli zirvede, adadaki güncel durumun yanı sıra, iki taraf arasında işbirliği ve karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çeşitli konular değerlendirilecek. KKTC'nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, bu görüşmeye ilişkin Hürriyet Gazetesi'nden Gonca Şenay'a önemli açıklamalarda bulundu.
Birleşmiş Milletler ile Yeni Anlaşma İhtiyacı
Büyükelçi Korukoğlu, adada barış ve istikrarın sağlanabilmesi için Birleşmiş Milletler ile GKRY arasında 1964 yılında imzalanmış olan S.O.F.A. (Status of Forces Agreement) anlaşmasının önemine dikkat çekti. Korukoğlu, “Bizim de artık Birleşmiş Milletler ile S.O.F.A. gibi bir anlaşma yapmamız gerekiyor. Adadaki işleyiş ve faaliyetleri konuşmamız şart. Tarafsızlık ilkesi, yalnızca tek tarafın rızasına dayalı olarak işleyemez,” ifadelerini kullandı.
Geçmişten Günümüze İlişkiler ve Beklentiler
İki taraf, bu yıl içinde iki kez bir araya gelerek çeşitli konuları masaya yatırdı. Bu görüşmelerde kapıların açılması, güneş paneli projeleri ve mezarlık restorasyonu gibi konular gündeme geldi. Ancak, Korukoğlu'nun belirttiği gibi, GKRY'nin talepleri çoğunlukla tek taraflı bir yaklaşım sergiliyor. “Onlar transit kapılar istiyorlar, fakat buradaki üretilen elektriği kendi şebekelerine almak istiyorlar,” dedi.
Türklerin İzolasyonu ve Gelecek Süreç
Büyükelçi, BM Genel Sekreteri’nin şahsi temsilcisinin adaya gelmemesinin ardından, liderlerin Birleşmiş Milletler toplantısı marjında bir araya geleceğini belirtti. Korukoğlu, bu görüşmelerin akıbetinin belirsiz olduğunu dile getirirken, önümüzdeki dönemde KKTC için olumlu gelişmeler yaşanabileceği umudunu taşıdığını ifade etti. “Avrupa Birliği'nin etkisi azalıyor ve Türkiye’nin avantajları bizim için de fırsata dönüşecek,” şeklinde konuştu.
Egemen Eşitlik ve İşbirliği Perspektifi
Korukoğlu, KKTC'nin gelecekteki resmi görüşmelerinin yalnızca egemen eşitlik ve Türklerin statüsünün kabul edilmesiyle mümkün olabileceğini vurguladı. “İşbirliği alanlarında ilerleme sağlanamamasının nedeni GKRY’nin işbirliğine açık olmaması. Onlar, Türklerin izolasyonunu sürdürmeye çalışıyor,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, BM’nin iki taraf arasında ortak bir zemin olmadığını belirttiği gerçeği, müzakerelerin zorluğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, KKTC ve GKRY liderleri arasındaki bu zirve, adadaki ilişkilerin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Her iki tarafın da karşılıklı fayda sağlayan bir işbirliği geliştirmesi, bölgedeki barış ve istikrar için hayati bir gereklilik olarak öne çıkıyor.