Bir Yıl Önceki Programın Ardından Gelen Soruşturma
Ünlü sanatçı Müjdat Gezen, bir yıl önce gazeteci Ayşenur Arslan ile gerçekleştirdiği "Bizim Ev" adlı YouTube programı nedeniyle ifade vermeye çağrıldı. Soruşturmanın gerekçesi, Gezen'in sözlerinin halkı kin ve düşmanlığa sevk etme iddiası olarak belirtildi. Bu durum, Gezen'in sanatının ve ifade özgürlüğünün sınırlarını tartışmaya açan bir gelişme olarak dikkat çekiyor.
Müjdat Gezen'in Programda Söyledikleri
Gezen, programda Türkiye'deki kadın-erkek ilişkilerine dair yorumlarda bulunmuş ve Anadolu'ya özgü bir deyimi dile getirmişti. Gezen, "Müslümanlarda ölen kişi annesinin ismiyle gömülür. Çünkü Anadolu'da bir laf vardır, anan kesin anandır ama baban belki babandır" şeklindeki ifadeleriyle izleyicilere düşündürücü bir perspektif sunmuştu. Ancak bu sözlerin ardından gelen tepkiler, sanatçının bu ifadelerinin toplumda nasıl algılandığına dair endişeleri gündeme getirdi.
İfade Verirken Peygamberimizden Alıntı Yaptı
Müjdat Gezen, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadesinde, sözlerinin espri amacı taşıdığını belirtti. Gezen, "Müjdat Gezen ile Bizim Ev isimli YouTube hesabı bana aittir. Soruşturmaya konu olan bölümde geçen sözlerim espri amacıyla söylenmiştir. Buradaki ifadelerin halkı belli bir kesime karşı kışkırtıcı ya da aşağılayıcı hiçbir yönü yoktur." dedi. Sanatçı, sözlerinin Peygamberimiz Hz. Muhammed’in "Cennet annelerin ayakları altındadır" sözüne bir atıf olarak yapıldığını da vurguladı.
Gezen'in Kadın Hakları Üzerine Vurgusu
Gezen, ifadesinde kadınların toplumsal konumuna dair de önemli noktalar aktardı. "Buradaki ifadem ülkemin kadınını yüceltmek içindir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" diyerek, kadınların toplumda daha faal ve üretken olmalarını istediğini belirtti. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde en az 250 kadın milletvekili olması gerektiğini savundu. Bu sözler, Gezen'in kadınların toplumdaki yerini güçlendirme konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.
Soruşturmanın Toplumsal Etkileri
Müjdat Gezen’in karşılaştığı bu durum, ifade özgürlüğü ve sanatın sınırları üzerine geniş bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Toplumdaki kadın-erkek ilişkileri ve kadın hakları gibi önemli konuların sanat aracılığıyla dile getirilmesi, bazı kesimlerde olumlu karşılanırken, diğerlerinde tartışmalara neden olabiliyor. Gezen’in ifadesi ve programdaki sözleri, sanatçının toplumsal meseleler üzerindeki duruşunu bir kez daha gözler önüne seriyor.